31 Ekim 2013 Perşembe

22 lik Uruguaylı Oyuncu İçin Yeni İddia!



Galatasaray'ın, İngiltere'nin Southampton takımında oynayan Uruguaylı orta saha oyuncusu Ramirez'i transfer edeceği öne sürüldü.

Spor Toto Süper Lig takımlarından Galatasaray'ın, İngiltere Premier Ligi'nde Southampton forması giyen Uruguaylı Gaston Ramirez'i, ara transferde kadrosuna katacağı iddia edildi.


İngiliz Daily Mail gazetesinin iddiasına göre Galatasaray, Southampton'ın 22 yaşındaki Uruguaylı orta saha oyuncusu Gaston Ramirez'i ocak ayındaki ara transfer döneminde kadrosuna katmak istiyor. Ramirez de vatandaşı Fernando Muslera'nın forma giydiği Galatasaray'ın yapacağı muhtemel bir teklife sıcak bakıyor.


Habere göre, Southampton'ın, 2012'nin Ağustos ayında 15,2 milyon euro karşılığında İtalya'nın Bologna ekibinden transfer ettiği Ramirez'in menajeri Pablo Betancourt, teknik direktör Mauricio Pochettino ile pek anlaşamayan futbolcusunun, ocak ayında gelecek teklifleri değerlendirebileceğini söyledi.

Betancourt, Ramirez'in, Pochettino yönetimindeki Southampton'ın kadrosunda fazla yer alamadığını belirterek, "Gaston, Southampton Başkanı (Nicola) Cortese'i gerçekten seviyor ama teknik direktör Pochettino için aynı şeyi söyleyemem" ifadesini kullandı.

Ofansif orta saha olarak görev yapan Ramirez, 24 kez Uruguay Milli Takımı'na seçildi.


Fatih Terim Sessizliğini Bozdu



A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra ilk kez konuştu.

14.00'da başlaması planlanan basın toplantısı bir kaç dakika gecikme ile başladı.

 İşte Fatih Terim'in açıklamalarından satırbaşları; 


* Gecikme için özür dilerim. Geldiğiniz için, katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Ümit ederim toplantı sonrasında karanlıkta bir şey kalmaz. Her şey herkesin anlayacağı şekilde ortaya çıkar.

* Bu toplantıyı organize ederken artılarını eksilerini fazlasıyla tarttım. Yani buna karar vermek çok kolay olmadı. Başka platformda konuşmayacağımı da söylememe rağmen öne almamın nedenlerini anlatacağım. Kimileri için susmam, kimileri için de artık konuşmam gerektiği yönünde görüşleri olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben Galatasaray’ı düşünmek ve zarar vermemek için titiz davrandıysam, ben böyle davranırken gündemin hiç değişmediğini gördüm. Gördükçe de üzüldüğümü ve yaralandığımı gördüm. Benim de değerlerim ve kıymet verdiğim bir ailem var.

* Hep beni eleştirdiniz. Bugüne kadar suskunluğumu şikayet etmek, açıklamalar yapıp gündem değiştirmemekte, ben Galatasaray’a zarar vermemek için çalıştım. İtibarsızlaştırma çalışmasından Terim’e zarar geliyor mu diye düşünen kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da bana bir kere de kendimden zarar gelsin diye konuşmaya karar verdim. Normal olarak Divan Kurulu’nda konuşacaktım. Ancak bunu öne alma sebebim çok açık. Yoksa Divan’da, kurul yönetimine konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı bir oturumda ağabeylerimizde bir bilgilendirme toplantısı gibi benim tarafımdan bu olaya bakı açık nasılsa onu dillendirmeyi düşünmüştüm ancak Aysal’ın bir gazeteci ile yaptığı program beni beklememe mecbur kıldı.

* Kurumsallıkta bir karar alınır. Ancak bizde öyle olmadı. İş bittikten sonra herkes yoluna gider. 1,5 ay önce alınan bu kararın doğrulunu kabul ettirecek onlarda serviste ve iddiada bulunuldu.

* Şimdi Galatasaraylılara sesleniyorum. Bir haklı haksız arayışına girmeyin. 60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüz yüze gelmeden bile tanıyanlar var. Zor bir insan olabilirim. Egolarım pek çok insandan fazla da olabilir. Değişmem demedim hiçbir zaman. Ancak yaşamını toplumsal ve ailevi değerlerin üzerine kurmuş, hala eğitim alan, Galatasaray geleneklerini pek çok kişiden daha fazla özümsemiş birine bunları söyleyemezsiniz.

* 40 yıldır Galatasaray’a hizmet eden biri olarak şunu öğrendim; Hür irademle seçtiğim başkan ve yönetimi hedef gösterecek, arkasından konuşacak bir eylem içinde olmamayı öğrendim. Bu nedenle bir süredir hemen hemen her açıklamada geçirilen ismime, hak etmediğim ve yaşamadığım halde yaşanmış gibi yaşamadığım şeyleri doğruymuş gibi gösterilen olaylara açıkçası cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum, çok üzülüyorum. Bu kulübün bir divan üyesi olarak Galatasaray başarılı olmak için her şey yapmak değildir. Galatasaray Ali Sami Yen’dir, Metin Oktay’dır.

* Gelelim yaşadıklarımıza…

* Sayın Aysal’ın da ifade ettiği gibi iletişim problemi yaşadık. Ben derdimi başkanla bire bir konuşmak istedim hep. Yaşadıklarımızı televizyonda öğrenmemek istedim. Velev ki biz dostuz, velev ki iletişim sorunları var. Biz bütün bunlara rağmen yine karşılıklı oturur ve yolları ayırırdık. Ben de başarılar dilerdim, eşyalarımı toplar çıkardım.


22 Ekim 2013 Salı

Tüyler Ürperten Olayın Aytıntıları



Gölcük'te Akılalmaz Dehşet.! 


Annesinin evde tek başına bıraktığı 2 aylık bebek açlık ve susuzluktan öldü. Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’ndeki bir ilkokulda sınıf öğretmeni, 2 aylık erkek bebeğini evde tek başına bırakıp tatile gitti. Döndüğünde ise bebeğini hastaneye götürdü. Talihsiz bebek açlık ve susuzluktan çoktan hayatını kaybetmişti.

Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’ndeki bir ilkokulda sınıf öğretmenliği yapan 34 yaşındaki S.M.D., iddiaya göre 2 aylık erkek bebeğini evde tek başına bıraktıktan sonra 9 günlük bayram tatilini geçirmek üzere memleketi Adana’ya gitti. Tatil dönüşü, açlık ve susuzluktan ölen bebeğini hareketsiz olduğu gerekçesiyle Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi’ne getiren öğretmen D., doktorların durumu polise bildirmesi üzerine gözaltına alındı. S.M.D., sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.

İKİ AYLIK BEBEĞİ EVDE BIRAKTI 


Gölcük’teki bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan S.M.D., iddiaya göre, Adana’da bir polis memuru ile ilişkiye girdi. Bu ilişkiden iki ay önce erkek bebeği dünyaya gelen S.M.D., iddiaya göre Kurban Bayramı tatili öncesi erkek bebeğini evde yalnız bırakarak 9 günlüğüne Adana’daki yakınlarının yanına tatile gitti. 9 günlük bayram tatili sırasında tek başına evde bırakılan bebek, açlık ve susuzluktan öldü.

EVE DÖNDÜ KARNINI DOYURMAK İSTEDİ 


Geçen pazar günü Adana’dan Gölcük’e gelen S.M.D., iddiaya göre ölen bebeğinin karnını doyurmak istedi. D., bebeğin hareket etmediğini fark edince onu Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi’ne götürdü. Bebeğin getirilmeden en az 3 gün önce ölmüş olduğunu belirleyen doktorlar hemen polise haber verdi. Hastanede yapılan ön otopside, bebeğin açlık ve susuzluğa bağlı yaşamını yitirdiği belirlendi. Bebeğin cesedi, kesin ölüm nedeninin belirleneceği otopsinin yapılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

HAYRETE DÜŞÜREN İFADE 


Polis ekiplerince dün gece gözaltına alınan öğretmen S.M.D., çelişkili ifadeler verdi. S.M.D.’nin poliste verdiği ifadesinde, bebeği karnını doyurduktan sonra evde bırakıp tatil için Adana’ya gittiğini anlatırken, "Tatili sonunda eve geldiğimde bebeğe mama yedirmeye çalıştım. Yemeyince de Devlet Hastanesi’ne götürdüm. Burada öldüğünü söylediler. Daha sonra da polise haber verdiler" dedi.

KOMŞULARI AĞLAMA SESİ DUYMAMIŞ 


Apartman görevlisi Mehmet K., polislerin gelmesi üzerine öğrendiğini belirterek, "Her gün temizlik yapıyor ve dairelerin iki kez kapılarını çalıyorum. Öğretmen hanımı bazen sabahları görüyordum. Hiç bebek ağlama sesi de duymadım. Herhangi bir sorunu olup olmadığını da bilmiyorum. Evinde bir ara bir bayan daha kalıyordu. Bebeğini ölüme terk ettiğini şimdi öğrendik" diye konuştu.

Öğretmen S.M.D.’nin apartman komşularından N.Ö. de "Kendisini tanımıyorum. 1-2 kez gördüm. Eve geldiğinde hemen kapıyı örtüyordu. Merhabalaşmadık bile. Ağlama sesi de duymadım. Bayramın 1 ve 2’nci günü binada kötü koku oluşmaya başlamıştı" dedi.

Kurban Bayram tatilini şehir dışında geçirdiklerini söyleyen diğer komşusu Elif Ç. de D.’yi tanımadığını anlatırken, "Bir öğretmen bunu nasıl yapabilir inanamıyorum. 2 aylık bir bebeğe kıyılmaz" dedi, büyük bir şaşkınlık içinde olduğunu belirtti.

OKUL MÜDÜRÜ: GELMEYİNCE TELEFONLA ARADIK 


Öğretmen S.M.D.’nin bugün okula gelmediğini söyleyen Okul Müdürü ise "Okulumuza bu yıl başka bir okuldan geldi. Bugün okula gelmeyince cep telefonuyla kendisini aradık. Ancak, ulaşamadık. Öğrenci velileri de bize sorunca gelmediğini söyledik. Olay hakkında hiçbir bilgim yok" dedi. Dün akşam gözaltına alınan S.M.D. poliste verdiği ifadesinin ardından sevk edildiği Gölcük Adliyesi’nde nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. S.M.D.’nin daha önce evlenip boşandığı öğrenilirken, bebeğin babası olduğu öne sürülen bir polis memurunun kimliği ile ilgili açıklama yapılmadı.

İKİ YIL EVLİ KALMIŞ 


S.M.D.’nin 2009 yılı ocak ayında evlenip, 2 yıl sonra boşandığı belirlendi. Polisin ilk incelemelerine göre, ölen bebek geçen 27 Ağustos’ta dünyaya geldi. Geçen yılın nisan ayından itibaren sık sık doktora gittiği anlaşılan S.M.D.’nin evdeki doğum öncesi anne bazı hastaneleri dolaştı ve iddiaya göre kayıt yaptırmak istemediği için bu hastanelere kabul edilmedi.


21 Ekim 2013 Pazartesi

Saatler Ne Zaman Geri Alınacak



Saatleri Geri Almak İçin Geri Sayım 


Her yıl olduğu gibi bu yıl da gün ışığından daha fazla faydalanmak için saatler geri alınacak. Gün ışığından daha fazla faydalanmak adına 31 Mart Pazar günü saat 03.00’te geçilen yaz saati uygulaması, 27 Ekim 2013 Pazar günü saat 04.00’ten itibaren saatlerin 1 saat geri alınmasıyla sona erecek.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Olay Hakem Konuştu!



Bundesliga'da dün akşam oynanan Hoffenheim-Bayer Leverkusen maçında hakemin delik olan yan ağlardan kaleye giren topu gol olarak değerlendirilmesi üzerine, karşılaşmanın tekrarlanması istendi.

Bayer Leverkusenli futbolcu Stefan Kiessling, 70. dakikada bir korner atışında topu kafayla kaleye gönderdi, ancak meşin yuvarlak yandan auta çıktıktan sonra delik olan yan ağlardan kaleye girdi. Maçın hakemi Felix Brych, Hoffenheimlı oyuncuların itirazlarına rağmen verdiği gol kararıyla bir skandala imza attı. Bayer Leverkusen, karşılaşmadan 2-1 galip ayrıldı.

Hoffenheim takımının sportif sorumlusu Alexander Rosen, "skandal" olarak değerlendirdiği pozisyonla ilgili itirazda bulunacaklarını belirterek, bu tuhaf olayı mutlaka protesto edeceklerini bildirdi. Hoffenheim Teknik Direktörü Markus Gisdol da maçın tekrarlanacağına inandığını dile getirdi. Hakem Brych ise pozisyonda kuşkuları olduğunu belirterek, "Bana kimse gol olmadığını söylemedi. Benim için de gol olmayan golü vermek iyi bir durum değil" ifadelerini kullandı.

Bayer Leverkusen Sportif Direktörü Rudi Völler, karşılaşmayı bu şekilde kazanmak istemediklerini ifade ederken, kafa topuna vuran Stefan Kiessling de ilk an topun kaleye girmeyeceğini düşündüğünü belirtti ve "Daha sonra herkes yanıma koştu ve bana sarıldı" ifadesini kullandı. Kiessling, pozisyonun gol verilmesine şaşırdığını belirtti. Dünyaca ünlü eski hakemlerden Markus Merk de karşılaşmanın tekrarlanmasını istedi. Hukukçu olmadığını, ancak bir futbol adamı olarak oyunda adaletten yana olduğunu dile getirdi. Merk, "Maçın tekrarlanmasından başka bir karar olmaz" diye konuştu. Bu konuda hakemin ve oyuncunun suçlanamayacağını belirten Merk, "Bu kesinlikle talihsiz bir durum" değerledirmesinde bulundu.

19 yıl önce benzer olay 


Bu olaya benzer durum, 23 Nisan 1994 tarihinde oynanan Bayern Münih-Nürnberg maçında yaşanmıştı. Bayern Münihli Thomas Helmer, topu kalenin yanından auta göndermesine rağmen hakem pozisyonu gol olarak değerlendirmiş ve takımı, karşılaşmadan 2-1 galip ayrılmıştı. Nürnberg'in itirazı sonucu tekrarlanan maçı Bayern Münih bu kez 5-0 kazanmıştı.

Halen özel televizyon kanalı Sport 1'de futbol yorumcusu olan Helmer de Hoffenheim-Bayer Leverkusen maçının tekrarlanması gerektiğini söyledi. Pozisyonu değerlendiren Helmer, "Saniyelik bir olay. Oyuncu olarak topun gol olup olmadığını bilmiyorsun. Kiessling de o an ne yapacağını ve ne olduğunu düşünmüştür. Bu saniyeler önemli" ifadesini kullandı.

Helmer, nasıl bir karar verileceğini merak ettiğini kaydetti.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Hasan Şaş Kararını Verdi



Hasan Şaş'tan Sürpriz Karar


Galatasaray'ın eski futbolcusu ve eski yardımcı antrenörü Hasan Şaş önemli açıklamalarda bulundu. Galatasaray'da Fatih Terim’in görevden ayrılmasının ardından yardımcıları Ümit Davala ve Hasan Şaş da kendisini takip edip kulüple yollarını ayırmıştı.

İkilinin Milli Takım’da görev alacağı iddia edilirken Şaş, yaptığı açıklamada bir süre dinlenmek istediğini söyledi.

Kendisine gelen teklifler olduğunun altını çizen Şaş, “Şu an gelen teklifler var ve değerlendirmeye alıyorum. Fakat şimdilik herhangi bir takımda görev almak istemiyorum” ifadelerini kullandı.


Adana'da Kaza Sonucu Sopalı Kavga



Minibüs Şoförüne Meydan Dayağı 


Adana'da ara sokaktan bisikletiyle ana yola çıkan 7 yaşındaki çocuğa çarpıp yaralayan minibüs şoförü 44 yaşındaki Şemsettin Tağaş'a mahalleli meydan dayağı attı.

Düğün organizatörlüğü yapan Şemsettin Tağaş ile kardeşi 40 yaşındaki İbrahim Tağaş 15 Eylül'de işyerine giderken plakası açıklanmayan minibüsle, ara sokakta aniden yola çıkan ilkokul öğrencisi M.S.'ye çarptı. Çarpmanın etkisi ile dengesini kaybedip minibüsün altına giren çocuk yaralandı. Tağaş ile kardeşi yaralanan çocuğa yardım etmek için minibüsten indi. Bu sırada 112 Acil Servis'i arayıp ambulans istedi.

Sokaktaki bir güvenlik kamerasına saniye saniye kaydedilen kazadan sonraki koşuşturma sırasında Hızır Taşçı ile oğlu Ergün Taşçı, minibüs sürücüsü ile kardeşine saldırdı. Tekmeli yumruklu saldırıya uğrayan Şemsettin Tağaş ile kardeşi İbrahim Tağaş, kaçmak istese de kalabalığın arasından kurtulamadı. Ağaç parçalarıyla dövülen Şemsettin Tağaş'ın sol kolu kırıldı. Bazı vatandaşların yardım ettiği Tağaş kardeşler minibüslerine bindirilerek olay yerinden gönderilmek istendi.

Ancak öfkeli grup bu kez minibüse sopalarla saldırdı. Bu sırada bir genç 2'nci kattaki evlerinin balkonundan minibüsün üzerine atlayıp, pencereden kardeşleri yumrukladı. Öfkeli grubun arasından güçlükle çıkan Tağaş kardeşler Adana Devlet Hastanesi'ne gitti. Kolu kırılan Şemsettin Tağaş, ameliyat edildi.

Küçük çocuk da götürüldüğü hastanede ayakta yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi.

Gözaltına alınan Hızır Taşçı ile oğlu Ergün Taşçı da ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, savcılık soruşturma açtı.

Koluna platin takılan Tağaş, "Bana saldıranlar da çarptığım çocuk da komşum. Üstelik çocuk aile dostumuzun oğlu. Ben ona çarpmadım, o bisikleti ile gelip aracın altına girdi. Yardım etmek için durunca da saldırıya uğradık. Meydan dayağı yedik, hepsinden şikayetçiyim" dedi.

Bu Haberi Okumadan Bayram İçin Plan Yapmayın



Yağışlı Hava Bazı Kesimlerde Etkili Olacak 

Türkiye'nin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları ile Ordu ve Van çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı olacak.


Meteoroloji Genel Müdürlüğünce yapılan son değerlendirmelere göre, Türkiye'nin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları ile Ordu ve Van çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde Marmara'nın doğusu, Karadeniz'in iç kesimleri, İç Anadolu'nun kuzeybatısı, İç Ege ile Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusunda yer yer pus ve sis hadisesi bekleniyor.

Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmezken, Rüzgar ise genellikle kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Güney Ege kıyılarında yer yer kuvvetlice esecek.

Bazı İllerimizdeki Hava Durumları


İSTANBUL: Parçalı ve az bulutlu. (22)
ANKARA: Az bulutlu ve açık. (20)
İZMİR: Az bulutlu ve açık.(26)
ADANA: Az bulutlu ve açık.(31)
ANTALYA: Az bulutlu ve açık.(32)
SAMSUN: Parçalı ve çok bulutlu.(18)
ERZURUM: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. .(16)
DİYARBAKIR: Az bulutlu ve açık.(27)

Bölgelerimize Göre Hava Durumları İse;


MARMARA: Parçalı ve az bulutlu.
EGE: Az bulutlu ve açık olacak.
AKDENİZ: Az bulutlu ve açık geçecek.
İÇ ANADOLU: Az bulutlu ve açık, kuzey kesimler yer yer parçalı bulutlu.
BATI KARADENİZ: Parçalı ve az bulutlu geçmesi öngörülüyor.
ORTA VE DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları ile Ordu çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere yağmur ve sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.
DOĞU ANADOLU: Az bulutlu ve açık, zamanla kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Van çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere yağmur ve sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor.
GÜNEYDOĞU ANADOLU: Az bulutlu ve açık geçecek.

12 Ekim 2013 Cumartesi

Mide Bulandıran İtiraflar



TARİHİ GEÇMİŞ KOKAN ÜRÜNLERİ KARIŞTIRDIK 


Süper marketlerdeki son kullanım tarihi geçmiş sucuk ve sosislerin toplanıp yeni ürünlere karıştırıldığını söyledi. Tarihi geçtiği veya satılmadığı için iade edilen sucukların ağır kokular saçtığını belirten Gülcan S., “İade sucukların üzerindeki zarları almamız isteniyordu, zarı sıyırıp yeni karışımlara ilave ediyorduk.” dedi.

HAYVAN YAĞI YERİNE 


Ayrıca sucuklara hayvan yağı yerine dondurulmuş sıvı yağ kattıklarını, bu sucukların büyük marketlere satıldığını ifade etti.

Bir sucuk fabrikasının eski çalışanı Gülcan S., üretimde yaptıkları hileleri anlattı. Bir süre önce istifa edene kadar ünlü bir sucuk firmasının imalat bölümünde işçi olarak çalışan Gülcan S.’nin anlattığına göre firma dağıtım yaptığı marketlerde raf ömrü dolmuş, son kullanım tarihi geçmiş sucuk, sosisleri toplayıp fabrikada bunları yeni sucuklara karıştırarak piyasaya sürüyor. Satılmadığı ve son tüketim tarihi geçtiği için firmaya iade edilen sucukların ağır kokular saçtığını kaydeden Gülcan S., “İade sucukların üzerindeki zarları almamız isteniyordu. Biz de bu sucukların zarını sıyırıp tekrar yeni yeni karışımlara ilave ediyorduk.” dedi. Gülcan S., ayrıca hayvan yağı yerine sıvı yağları dondurarak sucuklara kattıklarını, hileli üretim yaptıkları bu sucukların büyük marketlere satıldığını ifade etti.

Gülcan S., sucuğa yağ karışımını şöyle anlattı: “10 kiloluk sıvı yağ tenekeleri geliyordu. İşletmenin içinde bulunan bir tanka doldurulup içine bilmediğimiz bazı ilave maddeler konuluyordu. Bu karışımın içine ayrıca buz da ilave ediyorlardı. Daha sonra bu sıvı yağlar, kuyruk yağına benzer beyaz donuk bir hal alıyordu. Bunu alıp sucuk, sosis yapımında kullanıyorlardı.” Gülcan S., kokmuş sucuk kokusuna dayanamadığı için bir süre önce istifa ederek işi bıraktığını belirtti. İddiaların odağında yer alan, Gülcan S.’nin çalıştığı firma adına konuşan B., tarihi geçmiş sucukları kullanmadıklarını, ancak her firma gibi kendilerinin de tüketim tarihi geçmemiş, iade sucukları belli oranlarda yeni ürünlerde kullandıklarını ifade etti. B., “Bu sektör için konuşuyorum. Et ürünleri üreten her firma ürünlerine belli oranda eski ürün katabilir. Bunlar son tüketim tarihi geçmemiş ürünler. Bunları Türkiye’nin en çok satış yapan mağazasında satıyoruz.” dedi.

HİLE ANALİZLE ANLAŞILIR 


Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer, Türkiye’de temel problemin cezaların caydırıcılıktan uzak olması olduğunu söyledi. Özer, “Hileli üretim yapan firmalar 10-12 bin liralık para cezasını ödedikten sonra tekrar üretimine devam ediyor. Çünkü bu firmaların günlük kârı 10 bin liradan çok çok fazla.” dedi. Özer, firmaların teşhir edilmesinin doğru ancak eksik bir uygulama olduğuna da vurgu yaptı. Resmi denetimden sonra ortaya çıkan neticelerin tüketicilerle şeffaf bir şekilde paylaşılmasını öneren Özer, “Denetimler hangi yöntemlerle, kaç kişiyle, nerelerde yapılıyorsa vatandaşa bildirilmeli. Bakanlığın yaptığı denetimlerden haberimiz yok. Ne sıklıkla denetim yapılıyor bilmiyoruz.” dedi.

İstanbul Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Sedat Kuru, ürün işlendikten sonra varsa bir hilenin ancak analizle anlaşılabileceğini ifade etti. Kuru, “Analiz bazlı denetimlerin artması gerekiyor. Çünkü lokanta, restoran, catering’lerde akşam yapılan sevkiyat ertesi gün bitiyor.” dedi. Gıdada hile yapan işletmelerin mesai saatleri dışında üretim yaptıklarına işaret eden Sedat Kuru, “Denetçilerin mesai saatleri dışında da kontrollerini sürdürmesi gerekiyor. Sevkiyat da bu saatlerde oluyor.” dedi. İşletmelerin fiyata bakarak ürün aldığını kaydeden Kuru, “Fiyat uygun olduğu için kalitesini sorgulamadan alıyorlar. Vatandaş sağlıksız, kalitesiz ürünleri tüketebiliyor.” dedi. Denetmen ve laboratuvar sayısının yetersiz olduğunu belirten Kuru, İstanbul’da sadece bir laboratuvar olduğuna dikkat çekti.

Play-Off’a Nasıl Çıkarız?

A Milli Takımımız, Estonya'yı deplasmanda 2-0 mağlup ederek 2014 Dünya Kupası ümitlerini sürdürdü.



A Milli Takımımızın yer aldığı Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D Grubu’nda Hollanda lider olarak Brezilya biletini cebine koyarken, ay-yıldızılarımız da Dünya Kupası’na katılabilme umudunu grubun son maçına taşıdı.

Estonya’yı 2-0 mağlup ederek grubunda ikinci sıraya yükselen ay-yıldızlılar Hollanda’yı tek farkla mağlup etmesi durumunda Romanya’nın grubun son maçında Estonya’yı 5′ten az bir farkla yenmesini bekleyecek. Milli Takım, Hollanda ile berabere kalması durumunda ise Romanya’nın da Estonya ile berabere kalmasını veya mağlup olmasını umacağız. Macaristan’ın ise bu durumda son maçta Andorra’yı 10 farkla mağlup etmesi gerekecek. Milli Takımımızın, Hollanda’ya mağlup olması halinde ise iki rakibi Romanya ve Macaristan’ın gruptaki son maçından yenilgi ile ayrılmasından başka bir şansı olmayacak.

Milli Takımımızın yer aldığı D Grubu’nda son görünüm şöyle;

1.Hollanda: 25 puan, +25 averaj
2.Türkiye: 16 puan, +9 averaj
3.Romanya: 16 puan, +4 averaj
4.Macaristan: 14 puan, -1 averaj


HOLLANDA'NIN HEDEFİ BİZİ ZORLAYABİLİR



OYUN DEĞİL SKOR ÖNEMLİ


Dünya Kupası şansını sürdürmek için Estonya karşısında önemli olan tek şey vardı, o da bir şekilde kazanmak. Oyun ikinci plandaydı.

Grubumuzda sürpriz Hollanda beraberliği dışında kötü sonuçlar alan zayıf Estonya karşısında özellikle ilk yarıda istediğimiz futbolu oynamaktan uzaktık. Akıcı bir pas futbolu oynayamadık. Özellikle sağ kanadı hiç kullanamadık. Caner’in soldan ortasında Umut’un harika kafa golü dışında kayıtlara geçecek üretkenliği ve pozisyon zenginliğini sergileyemedik. Çeşitli bölümlerde pozisyona dönüşmese de rakibimiz Estonya’yı da kalemize getirdik ve cesaretlendirdik.

İkinci yarının hemen başında gelen gol ise galibiyet için dev bir adım oldu. İlk 45 dakikanın iki olumsuz ismi, Gökhan Töre ve Burak Yılmaz sahneye çıkarak maçı kopardılar. Töre’nin tek top oynayarak yaptığı asist ve Burak’ın gol vuruşu çok klastı. 2-0’dan sonra Estonya’nın direnci ve inancı azaldı. Milliler daha rahat oynamaya başladı ve 3. gol için fırsatlar yakaladı. Son 10 dakika Hollanda maçını da düşünerek oyunu rölantiye almamız ise doğaldı. Böyle bir deplasmanda yüksek tempo ve göze hoş gelen futbolun ötesinde kazanmak ve hatta 2-3 farklı kazanmak da çok önemliydi.

HOLLANDA MAÇA ASILACAK


Kadıköy'de Hollanda karşısında play-off yolunda büyük bir finale çıkacağız. Ancak unutmamak lazım ki Hollanda bizi yenmeye gelecek. Herkes, ‘Liderlikleri garanti, neden asılsınlar ki’ diye düşünebilir. Ancak işin aslı öyle değil. Çünkü FIFA, ekim ayı klasmanında ilk 7 sırada yer alacak takımların Dünya Kupası’nda ev sahibi Brezilya’yla birlikte seri başı olacağını açıkladı.

Hollanda şu an 9. ve 7.’lik için kazanmak zorunda. Tabii bir de Romanya’nın Estonya’yı 5 farkla yenmemesi gerekiyor. Dün gece zaman zaman iyi ancak bütün olarak çok iyi oynamasak da istediğimizi aldık. Hiçbir bölümde disiplinden uzaklaşmadık. Ancak 46. dakika itibarıyla maçın 2-0 olduğunu hesaba katarsak daha farklı bir galibiyet play-off şansımızı perçinleyebilirdi.

Güntekin Onay...


Portakalı Soy Play-Off'u Baş Ucuna Koy



Play-off Son Maça Kaldı


A Milli Takımımız play off şansını son maça taşıdı. Kritik Estonya virajını başarılıyla döndük, Hollanda'dan da beklediğimiz haber gelince mucizeye ramak kaldı. Artık Portakallar ile finali oynacağız, Estonya'nın Romanya'da direnmesini bekleyeceğiz.

Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D Grubu'nda Türkiye deplasmanda Estonya'yı 2-0 mağlup etti. A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim, 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D Grubu'nda Estonya ile yaptıkları maçta, dün açıkladığı 11 kişilik kadroyu sahaya sürdü.

Terim, grupta bir önceki maçta Romanya karşısında deplasmanda 2-0 kazanan kadroyu değiştirmeden Estonya mücadelesinde de görevlendirdi.

Fatih Terim yönetimindeki milli takımın 11'inde son 3 maçta sadece 1 oyuncu değişikliği göze çarptı. Ay-yıldızlı ekibin Terim yönetiminde çıktığı ilk maçta Andorra mücadelesinde hastalığı nedeniyle Selçuk İnan'ın yerine Nuri Şahin görev almıştı.

Dünya Kupası'na gidebilmek için play-off turuna kalabilme mücadelesi veren ay-yıldızlı ekip, ilk dakikalardan itibaren oyunun kontrolünü eline almak için mücadeleyi rakip sahaya yıkmaya çalıştı. Milliler, kendi yarı alanında iyi yer tutan Estonya karşısında ilk bölümde pozisyon üretemedi.

Topu ayağında daha fazla tutarak rakibi karşısında baskı kuran milli takım, Estonya kalesine ilk şutunu 21. dakikada Umut Bulut ile gönderdi. Bu pozisyondan iki dakika sonra Umut'un kafa golüyle maçta 1-0 öne geçen Türkiye, ilerleyen sürede daha temkinli oynadı. Rakip atakları savunmadaki dikkatiyle önleyen milliler, skor üstünlüğünü elinde tutarak devreyi bu şekilde tamamladı.

A Milli Futbol Takımı ikinci yarıya golle başladı. Mücadelenin 47. dakikasında Burak Yılmaz'ın ayağından bulduğu golle maçta 2-0'lık üstünlüğü yakalayan ay-yıldızlı ekip mücadeleyi iyice kontrolüne aldı. Golden sonra Estonya karşısında 65. dakikaya kadar atak futbolunu sürdüren milli takım, bu dakikadan sonra savunma güvenliğini ön planda tutarak daha kontrollü bir oyun sergiledi. Estonya'nın gol arayışlarında defansta açık vermeyen ay-yıldızlılar, deplasmandaki mücadelenin sonuna 2-0'lık üstünlüğünü taşıdı. Böylece 16 puana çıkan ay yıldızlılar, son maçlara averajla Romanya'nın önünde girmeyi başardı.

10 Ekim 2013 Perşembe

Bu Çocuk Harika


Her Şeyi Olduğu Gibi Anlatmak...


Galatasaray'dan Hamit Altıntop Açıklaması!



Galatasaray'da Hamit Belirsizliğini Koruyor


Galatasaray Kulübü, sakatlığı nedeniyle bir süredir takımdan ayrı olan Hamit Altıntop’un durumuyla ilgili açıklama yaparken, oyuncu için yeni bir cerrahi girişim planlanmadığı belirtildi.

Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, Hamit Altıntop’un tedavisinin sağlık kurulu kontrolünde, konusunda uzman geniş bir ekip tarafından sürdürüldüğü belirtilerek, “Bel fıtığı sorunu olan oyuncumuz, bilindiği üzere daha önce Almanya’da bir cerrahi müdahale geçirmiştir. Tedavisi bu klinikle koordinasyon halinde, sponsor hastanemiz Liv Hospital’ın katkılarıyla her aşaması düzenli ve planlı bir şekilde devam etmektedir” denildi.

Oyuncunun durumunun düzenli olarak günlük takip edildiği ve değerlendirildiği kaydedilirken, “Uygulanmakta olan tedaviye cevabı olumlu olan Hamit Altıntop’un cerrahi açıdan değerlendirilmesi, konusunda uzman beyin cerrahları tarafından yapılmıştır. Oyuncumuz hakkında bugün için yapılan değerlendirmeler ışığında cerrahi bir girişim düşünülmemektedir” ifadeleri kullanıldı.

9 Günlük Bayram Tatilinde Havalar Nasıl Olacak



Bayramda Hava Nasıl Olacak?


11 ve 12 Ekim 2013 Cuma ve Cumartesi günleri yurtta yağış beklenmiyor. Bütün bölgelerimizin parçalı ve az bulutlu geçeceği,hava sıcaklığının artmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

13 Ekim 2013 Pazar günü Doğu Karadeniz kıyılarının çok bulutlu ve yağmurlu diğer bölgelerimizin parçalı ve az bulutlu geçeceği, hava sıcaklığının yurdun kuzey kesimlerinde 2 – 4 derece azalacağı diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

14 Ekim 2013 Pazartesi (arefe) günü Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu Bölgesinin güneydoğu kesiminin kısa süreli sağanak yağışlı diğer bölgelerimizin parçalı ve az bulutlu geçeceği, hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

15 ve 16 Ekim 2013 Salı ve Çarşamba (Bayramın 1. Ve 2. Günleri) Yurtta yağış beklenmiyor. Doğu bölgelerimizin parçalı ve yer yer çok bulutlu, güney, iç ve batı bölgelerimizin az bulutlu ve açık geçmesi, hava sıcaklıklarının ise 2 – 5 derece artması bekleniyor.

17 Ekim 2013 Perşembe (Bayramın 3. Günü) yurdumuzun batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu Marmara’nın batısı ile Kıyı Ege’nin sağanak yağışlı, diğer bölgelerimizin parçalı ve az bulutlu geçeceği, hava sıcaklığının batı bölgelerimizde değişmeyeceği, iç ve doğu bölgelerimizde artmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

18 Ekim 2013 Cuma (Bayramın 4. Günü) Yurdumuzun batı bölgelerinin parçalı ve çok bulutlu Marmara ve Ege bölgelerinde sağanak yağış geçişleri görüleceği, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği ve hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı bekleniyor.

Kurban bayramı süresince hava sıcaklığının yurt genelinde mevsim normalleri civarında güney, iç ve batı bölgelerde birkaç derece üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor."

Askerlik Ne Zaman Kısalıyor?

Askerliğin Kısalması Kasım Başına Kaldı 


Hükümet ile Genelkurmay’ın uzun dönem askerliğin kısaltılması konusunda mutabakata varması üzerine, düzenlemenin ne zaman getirileceği ve ne zaman uygulanmaya başlanacağı konularıda netleşmeye başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın önceki gün bir televizyon programında celp dönemini işaret etmesi üzerine, gözler 1993/4 tertip askerlerin silah altına alınacağı kasım ayı başına çevrildi.

Bazı Askerlerimizin Umutları Kırıldı 


Ak Parti ile Genelkurmay Başkanlığı halen 15 ay olarak uygulanan uzun dönem askerliğin 12 aya düşürülmesine, kısa dönem askerliğin 6 ay olarak sabit kalmasına ve yedek subaylığın devam etmesi konularında mutabık kaldı.

İki taraf arasında uygulanan mutabakatın ardından gözler uygulamanın ne zaman getirileceği ve ne zaman uygulanmaya başlayacağına çevrildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın önceki gün bir televizyon programında celp dönemini işaret etmesi halen askerliklerinin 14. ayını sürdüren ve erken terhis olma umudu taşıyan 1992/3 tertip er/erbaşlarını umudunu kırdı.

Halen askerlik yükümlülüğünü 15 ay üzerinden yapan askerler 4 celp döneminde silah altına alınıyor. Şubat, mayıs, ağustos ve kasım aylarında uygulanan 4 celp döneminden en yakını kasım ayı olduğu için düzenlemenin bayramın hemen ardından hayata geçirilip kasım ayı başında yürürlüğe konulabileceği değerlendiriliyor.

Uygulamanın kasım ayı başında uygulamaya geçmesi durumunda kısa dönem askerlik uygulamasından ilk yararlanacak grup, 1992/4 tertip askerler olacak. Bu durumda yaklaşık 75 bin er/erbaş erken terhis olan ilk asker grubu olacak.

Ancak, uygulamanın Şubat 2014’te gerçekleşecek celp döneminde sarkabileceği ve ilk olarak 1993/1 tertip askerlerin yararlanabilme olasılığı da bulunuyor.

9 Ekim 2013 Çarşamba

Onlar Gelmezse Biz Gideriz!



Trabzonspor Kent Sokaklarına İniyor


Trabzon'da taraftarın ilgisini artırmanın formülü bulundu: Futbolcular sokağa iniyor. Yerlisinden yabancısına oyuncular halkla daha fazla vakit geçirecek, kentle takım kaynaşacak.

Trabzonspor geçen yılki travmayı atlattı, sportif açıdan sezona iyi sayılabilecek bir başlangıç yaptı. Avrupa’da kayıpsız ilerleyip zirve ortağı olan Fırtına’nın ligde de liderle arasında sadece 3 puan fark var. Ancak tüm bunlara rağmen taraftarın özellikle lig maçlarındaki ilgisizliği dikkat çekiyor. Bu tabloyu değiştirmek için sonunda formül bulundu: Futbolcular sokağa iniyor...

Halkın Nabzı Tutulacak


“Onlar gelmezse biz gideriz” düşüncesinden hareketle Bordo-Mavili oyuncuların halkla daha çok vakit geçirmesi ve kentte takıma desteğin artması sağlanacak. Takımdaki Trabzon kökenli futbolcular başta olmaz üzere yerli oyuncular yabancı arkadaşlarıyla birlikte şehirde sosyalleşecek. Böylece hem Trabzonsporlu yıldızlar halkın nabzını tutup, beklentileri görmüş olacak hem de Bordo-Mavili taraftarların zaman zaman şikayet ettiği, “Takım kentten kopuk yaşıyor” durumu ortadan kalkacak.

Antrenmanlar Açılacak 


Bu duruma öncülüğü ise teknik direktör Mustafa Akçay ve yardımcıları yapacak. “Kentte dolaşın, taraftarlara onlardan biri olduğunuzu hissettirin. O zaman ilginin de, kredinizin de yükseldiğinizi göreceksiniz” mesajlarını veren teknik ekibin bazı antrenmanları da taraftarlara açma geleneğini sıklaştırması bekleniyor.


8 Ekim 2013 Salı

Galatasaray Spor Kulübünden Bir Duyuru Daha



Camiamıza Önemli Bir Duyuru


Son günlerde, özellikle Fatih Terim’in ayrılmasından sonra Galatasaray’da iktidar hırsına kapılmış bir kaç kişinin TV, basın ve internet ortamında sistemli bir eleştiri ve yıpratma çabalarına giriştikleri, amaçlarına ulaşmak için her yolu mübah, her şeyi fırsat olarak gördükleri Galatasaray’ı biraz tanıyan, gelişmeleri göz ucuyla bile olsa takip eden herkesin farkında olduğu bir gerçek. Ne yazık ki, dün Galatasaray’ı başka bir yönetimden kendi tabirleriyle “kurtarmaya” çalışan ve Ünal Aysal’ın Başkanlık döneminin büyük bir bölümünde görev almış ancak bu bayrak yarışının anlamını kavrayamamış bazı arkadaşlarımız, bu seviyesiz girişimlerin başını çekiyor.

Dün akşamki Telegol programında, bir önceki dönemin Başkan Yardımcısı sıfatını taşıyan Adnan Öztürk’ün kendisinin en azından tanıklık ettiği süreçteki pek çok gelişmeyi inkar eden bir tavır içinde “komplo, tezgah, tiyatro” gibi çamura bulanmış bir retorikle, hiç bir Galatasaraylı’ya yakışmayan bir hırs ve uslup içinde bir röportajı yayımlanmıştır.

Galatasaray’da yöneticilik yapmış bir kişi için en hafif tabirle “utanç verici” olarak nitelendirilebilecek bu söyleşinin camiamız açısında hayırlı bir yönü de mevcuttur. En azından bu sayede, uzun bir süredir her demecinde gönlünde yatan gerçek aslanın Galatasaray değil, Başkanlık olduğu ortaya çıkmakta olan bu arkadaşımızın, 180 derecelik dönüşümünün temelinde yatan motifler de, apaçık ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Henüz 4 ayını yeni doldurmuş olan bir yönetimdeki arkadaşlarımıza ve yıllarca görev almakla kalmayıp camia içinde tanınmak için kullandığı değerli kurum ve kişilere yönelik alaycı, aşağılayıcı bakışı aslında bizzat kendisini küçük düşüren cümlelere dökülmüş, hiç bir bilgi ya da belgeye dayanmayan içi bomboş iddiaları seçim kararımızın erken değil tam zamanında alındığını hepimize bir kez daha kanıtlamıştır. Her vesileyle sağduyusunu kanıtlamış camiamızın ve kamuoyunun, bu talihsiz söyleşi sayesinde, kendisi hakkında nihai değerlendirmeyi yapacağından eminiz.

Galatasaray Spor Kulübü...

Galatasaray Spor Kulübünden Açıklama



Açıklama


Bugün Hürriyet ve Açık Mert Korkusuz gazetelerinde futbol takımımızın iki oyuncusu Burak Yılmaz ve Wesley Sneijder arasında geçtiği iddia edilen diyaloglarla ilgili spekülatif haberler yayınlanmıştır.

Takımımızın soyunma odasında yaşandığı hayal edilen bu tartışmanın Sabah Gazetesi’nde farklı bir senaryo üzerinden kamuoyuna servis edilmesi ise haberin taşıdığı maksadı gözler önüne sermektedir. Böyle bir kavga iddiası katiyetle oyuncular tarafından yalanlanmış olup, haber bir hayal ürünüdür.

Taraftarlarımızın gerçekle hiçbir ilgisi olmayan sözlerin kullanıldığı bu tip haber ve yorumlara itibar göstermemelerini rica eder, bu konudaki yasal haklarımızın saklı tutulduğunu kamuoyunun bilgisine sunarız.

Galatasaray Spor Kulübü...

7 Ekim 2013 Pazartesi

Her Vatandaşa 5.600 TL

İsviçre'de Her Vatandaşa 5.600 TL Maaş


İsviçre'de her yetişkine aylık 2 bin 800 dolar verilmesi için referandum yapılacak. Evet oyu çıkarsa herkes koşulsuz olarak maaşa bağlanacak...

Gelişmiş sosyal devlet imkanları sunmasıyla ünlü olan İsviçre'de her yetişkine aylık 2 bin 800 dolar (5 bin 600 TL) garanti maaş verilmesi konusunu referanduma götürmek için yeterli imza toplandı. Referandumdan olumlu sonuç çıkarsa devlet tarafından koşulsuz şartsız herkese aylık olarak 2 bin 800 dolar verilecek...

Toplanan 100 bin imza ile, referandum yapılması kesinleşti. Bir halk komitesi tarafından hazırlanan öneri, ekonomik kriz sonrası ücretlerde yaşanan dengesizliğe bir tepki olarak doğdu. Maaşlardaki adaletsizlikten rahatsız olan komite, tüm halkın ekonomik güvencesinin olmasını hedefliyor...


Burak Yılmaz Zoru Başardı


Kızlara Ofsaydı Öğretti 


Sarı-kırmızılılar, Akhisar deplasmanında yenilerek puan kayıplarını sürdürürken sahada silinenlerin başında Burak Yılmaz geliyordu. Geçen sezon ligde 24 gol atarak gol krallığına oturan Burak Yılmaz, Şampiyonlar Liginde de attığı 8 golle Kral lakabını alarak Avrupa'da da büyük yankı uyandırmıştı. Bu sezon ise o Burak gitti yerine hiçbir varlık gösteremeyen adam geldi. Lige 2 gol atarak başlayan Burak Yılmaz öyle bir durdu ki artık bırakın gol atmayı pozisyona bile girmekte zorlanıyor ve girdiği her pozisyona kolayca harcayarak taraftarları çileden çıkarıyor. Tabii o da pozisyona girebilirse. Çünkü Burak Yılmaz ofsayta düşmekten topa vuracak zaman bulamıyor. Rakip defanstan çok Galatasaray'ın ataklarını Burak Yılmaz kesiyor. Böyle devam ettiği sürece ise Kral çekilmez bir hale geliyor.

BURAK ALAY KONUSU OLDU


Hakem Barış Şimşek dün saat 16.30’da maçı başlattı, Burak Yılmaz’ın ofsayta düştüğünde saniyeler daha 12’yi gösteriyordu. Maç boyunca rakibe göre bir türlü pozisyon alamayan tecrübeli forvet, tam 5 kez ofsayta düşerek Cimbom’un hücum aksiyonlarını Akhisarlılar’dan fazla durdurdu.

Akhisar Belediyespor deplasmanında hiç bir varlık gösteremeyen Burak Yılmaz, 12. saniyede bile ofsayta düşerek oyun sisteminden tamamen uzak olduğu görülmektedir. Hakem Barış Şimşek dün saat 16.30’da maçı başlattı, Burak Yılmaz’ın ofsayta düştüğünde saniyeler daha 12’yi gösteriyordu. Maç boyunca rakibe göre bir türlü pozisyon alamayan tecrübeli forvet, tam 5 kez ofsayta düşerek Cimbom’un hücum aksiyonlarını Akhisarlılar’dan fazla durdurdu.

Burak’ın ofsaytları sosyal medyada da ‘alay konusu’ oldu.

Futbolun anlatması ve anlaması en zor kuralı olan ofsayt üzerinden dönen esprilerde “Burak Yılmaz herhalde kızlara bile ofsaytı öğretti” tweet’i defalarca paylaşıldı. Ligde 5 maçtır gol atamayan, Devler Ligi’nde de Real Madrid'i es geçen Burak, atamadıkça üzerindeki baskı da büyüyor.